Eğitim sürecinde insan vücudu ter ile çok fazla sıvı kaybeder. Sonuç olarak, susuzluk hissi ortaya çıkar. Ancak birçok doktor ve eğitmen, egzersiz yaptıktan hemen sonra çok fazla sıvı içilmemesini tavsiye ediyor.
Eğitmenler ve eğitmenler genellikle koğuşlarının eğitimden hemen sonra sıvı içmelerini yasaklar, çünkü su hızla kana emilir, böylece hacmini arttırır ve sonuç olarak zaten yüklü bir kalbin çalışmasını zorlaştırır. Fiziksel efordan sonra suyun ve diğer sıvıların reddedilmesinin bir başka nedeni, fiziksel aktivite sırasında tüm organizmanın genel aktivitesinin vurgusunun kaslara aktarılmasıdır. Böbrekler ve sindirim sistemi (mide) "uyku modunda". Bir bardak su içmek onları daha çok çalışmaya zorlayacak, bu da genel refahı etkileyecek ve egzersiz sonrası toparlanmayı yavaşlatacaktır. Kişi aktif olarak spor yapıyor ve su içiyorsa, böbrekler kapasitelerinin sınırında çalışmaya başlar, ve vücutta su tutulması meydana gelir. Bu, iç organların normal çalışması için gerekli olan sodyum seviyelerini düşürmeye yardımcı olur. Yarıştan hemen sonra 2-3 litre su içen maraton koşucularının akut böbrek yetmezliği ile hastaneye kaldırıldığı durumlar vardır, hiçbir durumda antrenman sırasında ve onlardan birkaç saat sonra soğuk veya buzlu su içmemelidirler. İç organların anatomisini hatırlayın: mide doğrudan kalbin altında bulunur. İçine giren soğuk su, refleks vazokonstriksiyonu teşvik eder, koroner dolaşımı bozar ve besinlerin kalp kasına akışını yavaşlatır. Bu, kardiyovasküler sistemin ciddi hastalıklarına yol açabilir. Boğaz ağrısı olması da çok olasıdır, çünkü düşük bağışıklık durumunda, eğitimden sonra ısıtılmış halde soğuk su içmek üst solunum yollarının iltihaplanmasına ve bazen daha düşük (zatürree) yol açabilir.