Hepimiz hayatımızda en az bir kez sevdiğimiz biriyle ayrılmak zorunda kaldık ve aşk ilişkilerinin kopmasını başlatan siz değilseniz, o zaman hayatta kalmak çok daha zor olacaktır.
Sevilen biriyle ayrılmak her zaman çok acı verici ve korkutucu. Onunla mutlu bir yaşam hayalinden ortak planlardan vazgeçmek korkutucu. Görünüşe göre tüm dünya etrafına çökmüş ve güneş bir daha asla kalbini ısıtamayacak. Yine de hayat devam ediyor ve bu hayattan yeniden zevk almayı öğrenmek daha iyi.
Birinci adım: Geleceğinizi hatırlayın.
Zaman gerçekten iyileştirir. Sevilen biriyle ayrılırken yapılacak ilk şey kendinize şu soruyu sormaktır: Beş yıl sonra benim için eskisi kadar anlamlı olacak mı? Elbette birkaç yıl önce, size aşılmaz görünen, düşündüğünüz gibi asla başa çıkamayacağınız sorunlarınız vardı. Ve yine de, çoğu bugün size saçmalık ya da sadece kadere minnettar olduğunuz yaşam deneyiminiz gibi görünüyor. Yaptın, üstesinden geldin, yaptın - ve şimdi senin için hiçbir şey ifade etmiyorlar. Peki, beş yıl sonra sevdiğinizden ayrılmak sizin için aynı derecede acı verici olacak mı? Tamamen farklı bir hayat olmaz mıydı?
İkinci adım: Yakmak.
Bu önemli. Bize acı veren her şey ağlatılmalıdır. Bu gerçeği bütünüyle kabul etmezsek, birinin gitmesine izin vermemiz pek olası değildir. Bu kişi artık sizinle değil, artık sizin kişiniz değil. Sonsuza dek, ebediyen, daima. İçinde ne acıyorsa geri öde. Kendi içinizde bırakmayın. Kendiniz için hiçbir umut veya şans bırakmayın. Geri ödeyin ve yeni bir gerçeklikte yaşamaya devam edin.
Üçüncü adım: Lavabodan çıkın.
Yeni insanlarla tanışmak için evden çıkın. Sevdiğiniz kişi, şimdiye kadarki en sevilen kişi olmasına rağmen, etrafınızdaki milyonlarca insandan sadece biridir. Etrafınıza bakın, yakınınızdaki insanların duyulmasına ve görülmesine izin verin, onlara sizin için eşit derecede sevilmeleri için bir şans verin. Ve sonra hayat yeni renklerle dolacak ve yeni bir anlam kazanacak.