Herhangi bir ailede kriz, çocuklar büyüdüğünde ve nihayetinde "ebeveyn yuvasını" terk ettiğinde başlar.
Evli bir çift zor bir dönemden geçiyor, ancak yavaş yavaş bu yaşam ritmine alışıyor ve yeni bir ilişki aşamasına giriyor. Çatışmaları başarıyla çözerler, çocuklara eş seçme ve kariyerleri konusunda özgürlük verirken, kendileri büyükanne ve büyükbaba rolünü üstlenirler.
Eğer çocuğu tek başına anne ve baba büyüttüyse, çocuğun aileden ayrılması yaşlılığın başlangıcı olarak kabul edilecektir, bu kayıptan kurtulmak için yeni endişeler, ilgi alanları bulmanız, yalnızlık korkusunu yenmeniz gerekecektir., dikkati dağılmak için.
Kaybın ciddiyetine ve bazen de bir terapistin ya da psikoloğun doğru zamanda yardımına, ebeveynlerin buna yaşam yolculuğunun normal bir parçası olarak mı yoksa ciddi bir sınav olarak mı katlanacağına bağlıdır. Şu anda ana zorluk, ebeveynlerin ortak temaları olmaması, birbirleri için kelime bulamamaları olabilir. Bebek doğduğunda arka planda kalan konular yüzünden tartışmalar çıkıyor. Ana şey, zaman içinde bir uzlaşmaya varmaktır, böylece nispeten uzun bir evlilikten sonra ilişki boşanmayla bitmez.
Ebeveynlerin karşılaştığı bir diğer sorun, çocuklarının kendi ailesini kurduğu ve onun bakımını, dikkatini sadece onun içinde yönlendirdiği andır. Şu anda, genç eşleri tavsiye ile aşırı yüklememeye ve onlara kişisel hayatlarını bağımsız olarak düzenleme fırsatı vermeye değmez.
Ergenler akrabalarıyla bağlarını koparırlarsa, anne babalar için hayatın geçtiği evreyi terk etmede zorluklar yaratırlar ve çocukları büyükanne ve büyükbaba olma fırsatından mahrum kalırlar. Tüm nesillerin birbiriyle bağlantılı olduğunu unutmayın ve bunu ancak kısacık modern dünyada ailelerin dağıldığını gördüğümüzde fark etmeye başlıyoruz.