Daha yakın zamanlarda, aile hayatıyla ilgili sorunların tartışılabileceğine ve en önemlisi tartışılması gerektiğine inanılıyordu; uzun tartışmalardan sonra her iki tarafa da uygun ortak bir çözüme varılması gerektiğini.
Bugün bilim adamları, modern araştırmalar yaptıktan sonra, sorunun tartışılmasının iyileşmeye değil, aile ilişkilerinde bozulmaya yol açtığını savunuyorlar.
Doğal olarak, bu, küçük bir aile sorununun aşırı tartışılması anlamına gelir; bu, saatlerce konuşulmazsa, birkaç saat içinde unutulur. Genellikle, tartışma sorunun kendisine değil, ortağın eksikliklerine, suçlamaların ve çeşitli şikayetlerin bir listesine dokunmaya başlar. Bu durumda, kural olarak, konuşma yükseltilmiş bir sesle gerçekleştirilir.
Bununla birlikte, bilim adamları ayrıca karşı uca karşı da uyarıyorlar: Eğer uzun bir süre içinizde olumsuz duygular biriktirirseniz, er ya da geç kesinlikle patlayacaklardır. Durum kontrolden çıkabilir ve sonucu pek beğenmeyebilirsiniz.
Bilim adamları bu konuda çok çeşitli çalışmalar yaptılar ve burada, çoğu problemde olduğu gibi, sözde altın ortalamaya uymanız gerektiğini buldular. Kocanızın davranışı sizi bir şekilde gücendiriyorsa, susmayın, ona anlatın!
Ancak birbirimizin eksilerini ve eksikliklerini günlük olarak tartışmak da gerekli değildir, bu açıkça olumlu bir sonuca yol açmayacaktır.
Gerçekten bilge bir kadının, bir erkeği tamamen değiştirmenin imkansız olduğunu anlaması gerektiğini anlayın, şair bazı eksikliklerini kabul etmelidir. Olumlu yönlere daha fazla dikkat etmeye çalışın, hayat çok daha kolay hale gelecektir.