Resmi evlilik, ortaklar arasındaki ilişkiyi önemli ölçüde değiştirir. Bunun nedeni, erkek ve kadınların zihinsel durumlarının değişmesidir. Kural olarak, erkek ruhu daha savunmasız hale gelir ve kadın ruhu daha kararlı hale gelir.
Psikologlara göre, sebep farklı bir dünya görüşünde ve bir kişinin evliliğe girme nedenlerinde bir tutarsızlıkta yatmaktadır. Bir kadın, gelecekte koruma ve güven kazanmak için evlenirken, bir erkek kural olarak özgürlüğünü ve bağımsızlığını kaybetmekten korkar.
En sağlıklı ruhun sahipleri, evlilikten uzun süre sonra, hassas ve nazik bir ilişki sürdürmeyi başaranlardır. Diğerleri ise, tam tersine, sürekli olarak birbirlerinin kusurlarını ararlar. Böyle bir ilişki iyi bir şeye yol açmayacak ve büyük olasılıkla yakın gelecekte dağılacaktır.
İnsan karakterinin üç psikolojik türü vardır. İlk tip, çatışma durumlarına girmeyen, sorumluluktan kaçmaya çalışan "sessiz" dir. İkinci tip - "tartışmacılar", bir ortağın enerjisiyle beslenen skandalların kışkırtıcılarıdır. Üçüncü tip - "danışmanlar", dinledikten ve düşündükten sonra, her durumda her iki ortak için de en iyi kararı verirler.
Düğünden sonra normal ilişkileri sürdürmek için, ortaya çıkan durumlara aynı şekilde yanıt vermenizi sağlayacak benzer bir psikolojik tipte bir ortak seçmeniz önerilir. Farklı türlerin uzlaşmacı bir çözüm bulması oldukça zordur ve bu da genellikle ailenin parçalanmasına yol açar.
Düğünden sonraki ilişki, eşin istenen veya önceki eylemlerinden önemli ölçüde farklı olsa bile, umutsuzluğa kapılmayın ve aceleci kararlar vermeyin. Durumu analiz etmek, sevilen birini anlamayı ve duymayı öğrenmek, her ikisine de önyargısız uyum sağlamaya çalışmak gerekir. Elbette her iki eş de bu politikaya uymalıdır ki bu da olumlu bir sonuca ve aile ilişkilerinin kurulmasına yol açacaktır. Mutlu bir ailenin temel sırrı, karşılıklı anlayış ve karşılıklı saygıdır.