Dış dünyayla iletişim, her bireyin kendi içinde kesinlikle kendi yolunda ilerleyen bir tür iletişimdir. Ancak etkili etkileşim, ancak bu kişinin kendi öznel görüşüne, dünya resminin vizyonuna sahip olması durumunda mümkündür.
Psişik yansıma nedir?
Bireyin etkinliğinin olduğu veya olacağı belirli koşulların oluşum süreci zihinsel bir yansımadır. Psişenin böyle bir yansımasının sonucu, bir bütün olarak çevreleyen gerçekliğin bir tür modelini temsil eden dünya hakkındaki dış veya iç verilerin tamamen öznel bir değerlendirmesidir.
Bu öznel yaklaşım, kişisel ihtiyaçlarınızı yaşamanıza ve tatmin etmenize olanak tanır. Zihinsel yansımanın zorunlu olarak konuyla doğrudan ilgili bir süreç olduğunu belirtmekte fayda var. Bununla birlikte, düşünme, algılama veya hayal gücü prizması yoluyla psişenin süreçleri fikri, psişenin sadece bir modelidir, gerçekte daha bütünleyicidir.
Psişik yansımanın rolü, çevreleyen gerçekliğin alacalı nesnelerinin tek, daha yapılandırılmış bir görüntüsünü yaratmaktır.
Zihinsel Yansıma Düzeyleri
Duyusal-algısal. Bir birey veya bir özne, duyu organlarını gerçek nesnelerle uyarması sonucunda aldığı bilgilere güvenerek kendi davranış biçimini oluşturur, yani olaylara, hareket etmesi gerektiğini düşündüğü şekilde tepki verir. verilen durum.
Temsil düzeyi. Görüntüler, diğer nesnelerin bireyin duyu organlarına doğrudan katılımı olmaksızın ortaya çıkabilir. Başka bir deyişle, hayal gücü var, sonsuz bir figüratif düşünme süreci. Böyle bir işlevin özü, eylemlerin planlanması, kendi kendini kontrol etmesi ve düzeltilmesidir.
Sözel-mantıksal düşünme. Bu seviyede, devam eden beyin operasyonları, alakaları ne olursa olsun, şimdiki zamanın olaylarıyla daha da az bağlantılıdır. Konu, yalnızca bir kişinin kültürel ve tarihsel gelişimi sürecinde oluşan mantıksal kavram ve teknikleri kullanır. Kişisel deneyimini, zihniyetine dayalı olarak geliştirdiği bu değerler temelinde inşa eder.
Dolayısıyla öznelliğin tanımında öznenin yanlılığı kavramı yer alır. Psikologlar her zaman konunun algısının bağımlılığı, ihtiyaçları üzerine düşünme, içsel tutumlarla ilgilendiler. Böylece, psişe kavramının yalnızca gerçeklik nesnelerinin yansımasını değil, aynı zamanda bilinç kavramını da içerdiği sonucuna varabiliriz.