Birçok ebeveynin hayatında, çocuğun çelişkileriyle karşı karşıya kaldıkları bir zaman gelir. Kelimenin tam anlamıyla duyacağınız her şey için: “Hayır”, “Bu benim”, “Beni rahat bırakın”, “İstemiyorum”, “Yapmayacağım”. Bu, çocuğun zihinsel stres yaşadığı dönemdir ve bir ebeveyn olarak göreviniz, çocuğun zihinsel sağlığına zarar vermeden çocuğun çelişkilerle başa çıkmasına yardımcı olmaktır. Bir çocuğun ruhunda ne olur?
Çocuğun bireyselliğini göstermek istediği anın geldiğini bilin. Varlığını hissediyor, ancak kendini nasıl ifade edeceğini anlamıyor ve sonuç olarak duygularını kontrol edemiyor. Buna ek olarak, gencin artık yalnız ve kabul edilemez olmaktan korktuğu için biraz bağımsızlığa ve bağımsızlığa ihtiyacı vardır. Ayrıca çocuğun hayalinde, etrafındaki dünya idealdir, ancak kendi gözleriyle bakmaya başladığında onu şaşkına çeviren birçok tutarsızlık görür. Tabii ki, bu tür duyumlar uzun süre içeride kalmayacak, yavaş yavaş çelişkiler şeklinde dökülecek.
Ne yapalım?
En önemli şey panik yapmamaktır. Tutarsızlığın, yakında sona erecek olan yaşamın zorunlu dönemlerinden biri olduğunu unutmayın. Ana şey, sonucun olumlu olmasıdır. Göreviniz, çocuğa mümkün olduğunca çabuk zafer kazanmasına yardım etmek ve çocuğun çelişkili doğasının, değişmesi için çok geç olan kötü karakterinden kaynaklanmadığını anlamaktır.
Çocuğu bu dönemde kendinizden uzaklaştırmayın, aksine onunla mümkün olduğunca fazla zaman geçirmeye çalışın, onu duygular ve duygular hakkında eşit ve açık konuşmalar yapmaya davet edin. Çocuğun size her şeyi anlatmasına izin verin. Ayrıca duygularınızı kendiniz paylaşmaya çalışın, olup bitenlere tepkileriniz ve deneyimleriniz hakkında konuşun.
Bu konuşmalar çocuğa fayda sağlayacak ve bir ders ve stres atma olacaktır. Bu dünyada yalnız olmadığını, her zaman yardımcı olabilecek ebeveynleri ve arkadaşları olduğunu anlayacaktır.