Çocuk sürekli gelişiyor. Büyüyor, vücudu güçleniyor. Ancak değişen sadece fiziksel veriler değil. Çocuğun zihinsel durumunu unutmayınız. Sürekli stres, kaygı ve diğer sinirsel şoklar otizmi geliştirebilir. Bu nedenle, sapmaları belirlemek çok önemlidir.
Bu rahatsızlığın ortaya çıkmasının en önemli nedenlerinden biri sinir sisteminin işleyişinde bir bozulmadır. Gelişimi doğumdan 12 yaşına kadar başlar. İşinin aksaması hastalığın gelişimine katkıda bulunur. Otizmli bir çocuk, dış etkenlere (uyaranlara) akranlarından farklı tepki verecektir.
Sorun şu ki, ebeveynler genellikle çocuklarının bağımlılık davranışında, çocuğun yaşına veya benzersizliğine atfedilen herhangi bir sapma görmezler. Bu nedenle, otistik davranış belirtilerini bilmek önemlidir:
- rahat koşulların olmamasına atipik tepki;
- güçlü bir uyarana zayıf tepki;
- zayıf bir uyarana atipik olarak güçlü bir tepki;
- adınıza tepki eksikliği;
- çocuk nadiren gülümser.
Tüm bu ön koşullar bir yetişkin tarafından görülebilir. Bununla birlikte, teşhisin kendisi sadece kalifiye bir doktor tarafından yapılmalıdır. Sebebini ve etkisini anlamanıza ve anksiyete semptomlarının gerçekten başka bir hastalığın değil de otizm gelişiminin bir sonucu olup olmadığını anlamanıza yardımcı olacaktır. Tanı konulduktan sonra, ebeveynler hastalığın çocuğun gelişimi üzerindeki zararlı etkilerini en aza indirmek için derhal harekete geçmelidir. Aksi takdirde önlem almazsanız otizm gelişimi ilerlemeye başlayacaktır. Bütün bunlar iletişim becerilerinde bozulmaya yol açacak, çocuk giderek daha fazla geri çekilecek, zihinsel gelişim duracaktır.
Otizm belirtilerini daha iyi anlamak için, sapkın davranış faktörlerinin olduğu 2 yaş grubunu ayırt etmek gerekir:
- iç dünyanızın yaratılması ve ona tam daldırma;
- sosyalleşme arzusu eksikliği - akranlarla iletişim kurmak, iletişimden kaçınmak, dokunmak, jestler;
- duygu eksikliği veya nadir tezahürleri.
- dar bakış açısı;
- düşük kelime hazinesi;
- başka bir kişiden sonra cümleleri veya kelimeleri tekrarlama arzusu.
Zamanında bir tıbbi yaklaşım (kelime dağarcığı, sürekli iletişim ve sosyalleşme ile çalışmak) hastalığın verdiği zararı en aza indirecek ve diğer durumlarda remisyona neden olacaktır. En önemlisi anne babanın bu sürece katılması ve çocuğu sürekli desteklemesidir.
Hastalığın gelişimini etkileyen dış faktörler (hamilelik sırasında):
- hamilelik veya emzirme döneminde annede bulaşıcı hastalıklar;
- uyuşturucu kullanımı, sigara içmek ve alkollü içki içmek;
- annenin sık sık stresli durumları, sinir sistemini sürekli heyecan içinde bulması;
- çeşitli kimyasallarla temas.
Bu nedenle, çocuğunuzda bu hastalığın (yalnızca sinir sistemi ile ilgili olmayan diğerlerinin yanı sıra) gelişimini dışlamak için hamilelik planlamasını ciddiye almalısınız.