Birçok çift, aile hayatının ilk yılında birbirlerine uyum sağlayamadığı için ayrılır. Gerçekten de, rutine direnmek ve artan tahrişle başa çıkmak çok zordur. Ama bu yapılmalı.
Çatışmaların kaçınılmaz olduğunu kabul edin
Aile, ortak alışkanlıklardan ve ritüellerden oluşur ve küçük “toplum hücrenizde” neyin sorumlu olduğunu zamanında belirlemek çok önemlidir. Birlikte yaşamanın ilk yılında, neyin mümkün olup neyin olmadığının sınırlarını “araştırırsınız” ve bu kaçınılmaz olarak çatışmalara yol açar. Ana şey, bu dönemin yakında sona ereceğini hatırlamak ve sabırlı kalırken birbirimize saygımızı kaybetmemektir.
Dışarıdan yardım almadan çatışmalarla başa çıkın
Şeker-buket döneminde insanlar, eksikliklerini dikkatlice gizleyerek kendilerini en iyi taraftan kanıtlamaya çalışırlar. Ancak aynı apartmanda birlikte yaşamaya başladıklarında birbirlerinden bir şeyler saklamak inanılmaz derecede zorlaşır ve tüm kusurlar çok çabuk keşfedilir. İşte sorunlar burada başlıyor.
En önemli şey, arkadaşlardan veya aileden tavsiye almak yerine, birbirinizle konuşmak ve anlaşmazlığı birlikte çözmektir. Durumunuzu sizden daha iyi kimse bilemez. Bu nedenle, aldığınız herhangi bir tavsiye işe yaramaz ve çoğu zaman onu takip etmek zarar bile verir.
Birbirinizle rekabet etmeyin
Hanginizin sorumlu olduğunu kanıtlamaya gerek yok. Olgun, sağlıklı ilişkilerdeki ortaklar her zaman her iki tarafı da tatmin edecek ve kimsenin çıkarlarını ihlal etmeyecek bir uzlaşma için çaba gösterirler. “Battaniyeyi üzerinize çekmeye” çalışmadan birlikte bir çıkış yolu arayın ve karşılıklı saygı ve güveniniz sadece artacaktır.
Sormaktan çekinmeyin
Partneriniz telepatik bir insan değil ve arzularınızı okuyamıyor. Arzularınızı ve isteklerinizi birbirinize söylemekten çekinmeyin, bunda ayıp bir şey yok, tam tersine istediğinizi elde etme şansınızı artıracaktır. Ancak partnerinizin isteğinizi reddedebileceğine hazırlıklı olun; ret, talebin neden yerine getirilemediğine dair bir açıklama ile desteklenmelidir.
Alışkanlıklarınızı koruyun
İnsanların bir arada yaşamaları, onların bir bütün olmaları gerektiği anlamına gelmez. Onlar hala farklı arzuları, alışkanlıkları ve zayıflıkları olan farklı kişiliklerdir ve bunu unutmazlar veya değiştirmeye çalışmazlar. Tabii ki, ortak özlemler ve gelenekler ortaya çıkıyor, ancak özgünlüğünüzden vazgeçmemelisiniz. Ne de olsa, kim olduğunuz için birbirinize aşık oldunuz, öyleyse neden köklü değişikliklerde ısrar ediyorsunuz?
