Aile hayatında hem karşılıklı anlayış hem de çatışmalar vardır. Bir çift önemsiz şeyler için tartışır. Ama ya bir çatışma ortaya çıkarsa: uzlaşmaya gitmek mi yoksa onun yapmasını beklemek mi? Bazen ilk adımı kocanızın atmasını istersiniz, ancak bunu ayarlamak her zaman kolay değildir.
Neden bir kadın uzlaşmaya giden ilk kişidir?
Uygulama, aile ve arkadaşlara katlanmanın en zor olduğunu gösteriyor. Bu fenomen, insanların sevdiklerinin eylemlerine duyarlılığının fazla tahmin edilmesiyle açıklanabilir. Sevdiklerinize verilen mağduriyetler daha derin bir iz bırakır. Aynı zamanda, bir kişi onları ayık bir şekilde değerlendiremez ve kolayca deneyimleyemez. Ancak, yine de, sevilen biri rahatsız olduysa, onunla uzlaşmaya çalışırsınız.
Psikologlar bir kadına önce uzlaşmaya gitmesini tavsiye eder. Bunun nedeninin, daha güçlü duygusal taraf nedeniyle bunu yapmasının daha kolay olduğu gerçeğine inanıyorlar. Bu konuda uzmanlar yanılmıyor, ancak sonuçta bu sadece bir affetme meselesi değil. Bir kadın önce uzlaşmaya giderse, ruhunun derinliklerinde kocasını zaten affettiği anlamına gelir.
Kocanızı uzlaşmaya giden ilk kişi nasıl yaparsınız?
Kendisinden önce affetmek istememesinin temel nedeni, benzer bir durumun tekrar yaşanacağı korkusudur. Ve sonra koca, önce karısına katlanmanın gerekli olmadığını anlayacaktır, çünkü her zaman onun yerine yapacaktır. Böylece kendini suçlu görmeyecek ve bu koşullar altında davranışı norm haline gelecektir.
Soru, karısını vicdan azabı olmadan sürekli olarak rahatsız edecek böyle bir kocaya neden ihtiyaç duyulduğu ortaya çıkıyor. Ama ne yazık ki, hayat öyle bir şekilde düzenlenmiştir ki, tek bir kişi bile kusurlu değildir. Hatalarını fark etmeyebilirler, ancak gerçek bu. Bu nedenle, bir kişiye hatalarını göstermenin en kolay ve en etkili yolu, aynı şeyi kendisine de hissettirmektir.
Sadece kocanızla barışmayı istemek yeterli değildir, suçunu anlaması için bunu yapabilmeniz gerekir. Gelecekte tekrar etmemesi için yaptığı hataları fark etmesini sağlamalısınız. Burada duygularınızı yönetirken kasıtlı olarak hareket etmeniz gerekiyor. Kocanızla konuşmanın birkaç aşaması vardır:
1. Suçunun kocasına bir göstergesi.
2. Adamın dinlemeyi öğrenmesini sağlayın.
3. Sorunun kalbine gidin.
4. Kocanın argümanlarını dinlemek.
İlk aşamaya gelince, bazen bir erkek suçluluğunu bilmez, ancak karısına gururdan yaklaşmayabilir. Belki de skandal sırasında karısı ona hakaret etti, bu yüzden şimdi ilk çıkan olmak istemiyor. Bununla birlikte, bunun nedeni, kocanın haklı olduğuna ikna olması olabilir. Olaylara tek bir açıdan bakar.
Durum ne olursa olsun, kocanın gerçeğin kendisinden yana olduğuna inanmasının nedenleri vardır. Onun ve onun dünya görüşünün çatıştığını anlamalısın, bu yüzden onu farklı bir bakış açısının varlığına işaret etmelisin.
İkinci noktada, kocanızın kendisini dinlemesini sağlamalısınız. İlk önce sadece özür dilemen gerekiyor. Bu, kişiyi muhataplara sevdirecek ve kendisi de onu dinlemek isteyecektir. Ve bu tam olarak eşin şimdi ihtiyacı olan şey.
Hayata doğru bakarsanız, her zaman özür dileyecek bir şey olduğunu anlayabilirsiniz. Sert sözler, yükseltilmiş bir ses tonu ve sabırsızlık olabilir. Adama özrün ne için olduğunu açıklaman yeterli.
Şimdi bir sonraki öğeye geçebilirsiniz. Eşinize bakış açınızı mümkünse konuşmanızda "ama", "a", "sadece" sendikalarını kullanmadan açıklamaya değer. Bu durumda, onun tarafına geçmemeye çalışmanız gerekir. Kocaya, kavga sırasında yaşadığı duygu ve acıyı anlatmak gerekir. Böylece ona dışarıdan nasıl göründüğünü gösterebilirsiniz.
Ve son olarak, son nokta. Kocanızın kendisini dinlemeniz gerekiyor. Unutulmamalıdır ki tek taraflı bir konuşma çok iyi sonuçlar getirmeyecektir. Bu nedenle, konuşmasına izin vermelisiniz. Bir erkekten özür beklemeye gerek yok ama yaşadığı acıyı anlamaktan bahseder ve artık buna izin vermeyeceğini söylerse bu zaten karısının zaferi olacaktır.
Konuşmayı geciktirmeye gerek yok. Karısı, kocanın her şeyi anladığını anladıktan sonra, konuşmayı kapatmanız gerekir. Böylece bir dahaki sefere gururunu yenecek ve ilk önce barışmaya gidecektir.