Kıskançlık bir duygular kompleksidir: öfke, öfke, küskünlük, şüphe, güvensizlik ve kendine acıma. Bu, sinir krizlerine, artan saldırganlığa ve ilişkilerin bozulmasına yol açar. Bu nedenle, erkeğinizi gerçekten seviyorsanız, bu yıkıcı duyguyla savaşmanız gerekir.
Talimatlar
Aşama 1
Sevdiğinize güvenmeye çalışın. Güvensizlik sadece onu rahatsız etmekle kalmaz, aynı zamanda aranızdaki en iyi şeyleri de yok eder. Kendinizi şüpheyle boğuştuğunuz gerçeğinden hiçbir şey değişmeyecek. Bir erkek seni aldatıyorsa, bunu skandallardan bırakmaz. Ama sevdiğin kişi sana sadıksa, "Bana güvenmediğine göre sevmiyor" veya "Bana hala güvenmiyorsa neden sadık kalayım" diye düşünebilir. Seçeneklerin hiçbiri iyi bir sonuca yol açmayacak, sonuç aynı olacak - ilişkilerde bir kopukluk.
Adım 2
Sevgili erkeğini kontrol etmeyi bırak. Bağımlı hissetmekten hoşlanmazlar, birinin onlara ne yapmaları gerektiğini dikte ettiğini hissetmekten daha az. Onu işyerinde on defa arayıp eve ne zaman döneceğini sorarsanız, herhangi bir erkek, en sabırlı ve sevgi dolu adam bile sinirlenir ve bu ilgiden nereye kaçacağını düşünmeye başlar.
Aşama 3
Kendinize güvenin. Kendini sev. Kendini çekici hisseden bir kadın, bir erkeği buna ikna edebilir. Düz bir sırt ve gururla yükseltilmiş bir kafaya sahip bir kadın, birinci sınıf bir tasarımcı tarafından giyinmemiş olsa bile dikkat çekecektir.
4. Adım
Kendini meşgul et. Sevilen birinin ihaneti hakkındaki düşüncelerin kafanızda dönmemesi için, tam konsantrasyon gerektiren zor bir durum düşünün. İşi yapacaksın, kıskançlık duygusundan kurtulacaksın ve bir erkeğin saygısını kazanacaksın.
Adım 5
Kıskançlık duygusuna felsefi bir bakış açısıyla bakın. Hayat sonsuz değildir, her şey değişir. İlk aşk ve yaşamın son günlerine kadar son derece nadirdir. Bir gün bu ilişki de geçebilir. Belki aşktan düşeceksin, belki sen de düşeceksin. Bu nedenle, boşuna acı çekmemeli, ruh halinizi bozmamalı ve aynı zamanda sevgili erkeğinizle olan ilişkinizi de bozmamalısınız.